Menü |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Soğuk ve Karlı Bir Noel Günüydü.
3 Gündür aralıksız a süren Master, öylesine youlmuştu ki atı bile kontrol edemiyordu. En sonunda atı Bijeokdan's yakınlarında durdurarak bi ağaç altına geçti.Zırhlarını çıkardı ve Garment setini giyerek Silahlarını Ata astı.Ardından derin bir Uykuya Daldı...
7 saat sonra
Uyandığında Kendini dinlenmiş hissediyordu.Zırhını giymek istedi. Ancak Zırhı, Atı ve O Muazzam Sos Silahı-Kalkanı yoktu.Birden:
_Soyuldum... dedi.
Hemen yeni bir Scrool Açtı ve Jangan a Doğru Gitmeye Koyuldu. Yolda ise Kendi kendine düşünüyordu:
_Çalan kişi Jangan da olmalı.. Bu Soğukta Başka Bir yere gidemez...
3 Saat sonra Jangan a vardı. Hemen West Gate yakınlarındaki Ninesinin yanına gitti. Elini öptü ve içeri girdi.Garment seti kirlenmişti. Hemen Yenilerini giydi.İlk Olarak Silahçıya gitti ve durumu izah etti. Adam:
_Böyle bir silah gördüğünü, Karşıdaki potçunun oralarda satıldığını duydu.Ancak oraya vardığındagördüğü manzara korkunçtu. Bir lvl 37 adam, Potçuyu ordan göndermiş, zorla herkesten haraç alıyor, haraç vermeyenleri West Gate çıkışında öldürüyordu.Hemen guildine bu ismi yazıp araştırdı. Bu adam; Eldorado nun en büyük thiefi olan MonStar ‘ın yeğeniydi.Rakip büyüktü ancak,Master korkmadı.Hemen kıyafetlerini değiştirip 3 deg. kıyafetlerini giyerek sıraya girdi. kendisine sıra geldiğinde sos silahını ve kalkanını oradaki bir lvl 45 adamda gördü.Kendinden emin bir şekilde:
_Elindekiler benim.. dedi.
Ardından sadece bir ışık hüzmesi gördü.. Sonrada hiçbir şey...
Master, uyandığında kendisini bir çadırda buldu. Üzeri edep yerleri hariç soyunuktu :-)
Hiçbir şey hatırlamıyordu.En son gördüğü şey,Bir ışık huzmesi olmuştu.Çadırdan çıktı. Kenardaki dereden su içti. Yakınlarda birde köprü vardı.İlk insan gördüğünde aradan 3 saat geçmişti.Bunlar da,Bu haraç kesen adamlar olmuştu. Onları görür görmez;
_Sizde kimsiniz? Dedi.Adamlar;
_Bize kafa tutmak neymiş ha? Diye sorup gülmeye başladı.
Tam o anda mavi bir güvercin geldi. Ayağında bir kağıt vardı. Hemen bu kağıdı aldılar. İçlerinden biri bir kulübe ye girdi,bir şeyle söyleyip çıktı.Aradan 5 dk. Geçti.Kulübeden çıkan adam lvl 50 bir full str glavie idi. Kağıdı ona verdiler. Kağıdı okuduktan sonra:
_ Allah Kahretsin… diye bağırdı.Sonrada Master’e dönüp :
_ Çok şanslısın ama hemen sevinme.Elbet birgün karşılaşacağız…
Master i kurtaran bu güç acaba kimdi? Hemen master in Garment ve Armor zırhını, Sos Silah/Kalkanı nı getirdiler.Aradan 2 saat geçti.Uzakta Bir at gördü.Master,Çok hızlı bir şekilde yaklaşmasını Moving Speed skill lerine bağlıyordu. Yanında bir tavşan ve bir Kurt wardı. Adam Nerde Lan İt? Sahibini çağır diye kükredi.Lvl 64+ olmalıydı…
Glavier geldi ve Burada dedi. Master geldi. Adam onu görünce yumuşadı ve:
_Selamın Aleyküm kardeşim,seni kurtarmaya geldim… dedi.Ve çantasından bir lvl 45 lik scrool cıkarıp Master e verdi… Master ata bindi. Yola çıktılar.Yol,Jangan ın “Ayvansaray” : )
Kesimine gidiyordu ancak; Master i hiç ummadık güzel bir sürpriz bekliyordu…
3 saat boyunca hiç durmadan yol aldılar.Sonunda Saray kapısının önüne geldiler.Kapıda 2 Tane dam bekliyordu. hoş geldiniz diyerek onları sarayın en ihtişamlı yerlerinden birine götürdüler.Sonra saraydan 3 kişi çıktı.Biri:
_Oo Hasan, görevi tamamlamışsın.Aferin.. dedi.
Sonra Master’e :
_Seni kurtarmak için çok uğraştık, sen bu savaş için değerlisin… dedi.Sonra Kendini Tanıttı:
_Bizler; çok büyük bir savaşın içine girmeye hazırlanıyoruz evlat… Seni ordan kurtaran bizdik. Çünkü; bu herifler hızını alamadılar. Şu an aldığımız bilgilere göre tüm şehirlerde panik yaşanıyor… Amacımız ,tüm Türkler’i bir araya toplayıp bu düzene,bu oyuna son vermek… Sana bir şey vaad edemeyiz… Huzur ve Refah dışında…
Master şimdi her şeyi yavaş yavaş anlıyordu.Demek bu adamlar,onu savaşta etkisiz bırakmak için kaçırmışlardı.Ve Master, böyle bir durumda asla tarafsız kalamazdı.Hiç düşünmeden:
_Ben de varım dedi.Ardından adam:
_Aramıza hoş geldin o zaman. Hemen Chulsan a git.O seni diğerleriyle buluşturacaktır.Al bu 1m yi.İhtiyacın olabilir…
Master:
_Onunla diğer kardeşlerimize yardımcı olun.Bende Para var.Allah şahidimdir,o köpekleri bu diyardan kovmak için gerekirse kendi canımı vermeye hazırım dedi ve yürümeye başladı.Giderken arkasından bağırdılar:
_Teleport ol,tüm yollar dolu…
Master, bu savaş için gerekirse canını verecekti ama kime karşı?? Tüm cevaplar işte bu noktada birleşecekti.Hemen teleport olmak için 5.000 gold ücreti vererek Downhang a teleport oldu.Chulsan ın yanına gitti. Chulsan a sordu:
_Görevim ne?
Chulsan:
_Evlat, artık bütün olmanın zamanı geldi. Senden TheTurks adında bir guild kurup kendine yandaş bulmanı istiyorum.Bizde bu arada sana her türlü yardmı sağlayacağız.(Şakayla Karışık):Hmm.. Silahın çok güzel… Verde bi tamir edeyim.. sende bu arada yeni guildi aç ? ..
Master hemen guildi kurdu… Durumu şimdilik gizlice anlatması gerekiyordu Türklere… Çünkü düşman duyarsa daha şimdiden bu işe el koyacaktı.. Hemen silahlarını aldı ve Atına bindi. Tüm gün şehirde kaldı ve yanına hemen 5 kişi aldı. Onlara:
_Siz etrafta dolaşmayın… Yakalanırsanız sakın konuşmayın dedi ve Hotan a doğru yola çıktı.Yolda da yanına 5 kişi aldı. Bunlardan 3 üne:
_Ayvansaray a giderek büyükleri guilde alın diye emir verdi. Ve Hotan ‘a 1 gün sonra ulaştı.Orda durumu yine gizlice bildirdi.3 tane 64+ kişi onu desteklediler.Ardından Master ve arkadaşları toplanıp Jangan a doğru yola çıktı.
-------------------------------------------------5 gün sonra--------------------------------------------------
TheTurks guild i bu kadar kısa bir süre içinde mu azam bir şekilde kendisini LvL 5 yapmıştı bile… Üyeleri 30 olmuştu… Amaçları 45 kişi olmaktı ve hergün sayıları gittikçe artıyordu. Ancak sadece onların sayısı mı? Aynı şekilde kötülüğün,cehaletin sayısıda artıyor, onlara çok büyük acılar çektiriyorlardı… Birgün Master daha fazla dayanamadı ve Jangan da ardı ardına 14 tane Global mesaj yolladı… Guildindekiler 47+ ydı ancak bundan düşük lvl lere de tabiî ki ihtiyaç olacaktı… Hemen yanına bir Türk kitlesi geldi. Hepsi guilde girmek istiyor,bu acımasız oyuna bir son vermek istiyorlardı.
Haberleri Alan MonStar,hemen 5 kişilik bir heyeti Jangan a gönderdi.Bunlar yola çıktılar…
Master bir anda yanında 10’larca kişi bulmuştu.Hepsine birden şöyle seslendi:
_Kardeşlerim… MonStar ve arkadaşları, Downhang ve Hotan ı ele geçirdiler.. Burasınıda ele geçirmek üzereydiler ancak; sayısal olarak güçlü olduğumuz için burayı kurtrdık… Şu an teleport ve şehir kapıları kapanmış durumda… Lütfen Ayvansaray ‘a giderek kendi isteğinizle bu savaşa dahil olunuz…
İçlerinden biri:
_Ne savaşı? Diye sordu…
Master, adamın gözlerinin içine baka baka gayet sakin bir şekilde şöyle cevapladı:
_Özgürlüğün,Aydınlığın SAVAŞI…
Master gider gitmez herkes Ayvansaray a yöneldi. Gece olduğunda durum iç açıcıydı: 540 üye…
Aynı şekilde MonStar ın yandaşları da çok fazlaydı... Bunların başlarında ise EvilSoul ve AngelSoul geliyordu…
-----------------------------------------------2 gün sonra----------------------------------------------------
Herkes meydanda toplanmış, sanki bir şeyler bekliyor gibiydiler… İçlerinden 10 tanesi Master’in yanına gelerek:
_Bizden savaşmamızı istiyorsun ama neyle? Yarımızın silahı bile yok dedi…
Master: Herkese Silahçının önünde toplanmasını söyle dedi…
1 saat sonra herkes silahçının önündeydi ve Master herkese lvl ine göre silah,zırh dağıttı.
1 gün sonra meydana çıkıp şöyle haykırdı:
_Kardeşlerim,gün savaş günüdür.Herkes Bori den 150’şer HP/MP potunu alsın ve 50’şer kişiler halinde grup olup Ana kapı da düzenli sıraya geçsin…
MonStar,Master ve arkadaşlarının haberi olmasa da tüm bu olanlardan haberi vardı… Ordusunu toplamış ve Jangan a doğru yola çıkmıştı bile… Tahminine göre Tarim-Basin yakınlarında büyük bir meydan savaşı olacaktı…
Master Haydi gardaşlar, Gazanız mübarek ola dedi… Önden 15 kişi çok hızlı bir şekilde Akıncı kolları olarak yola çıktılar… Ordunun güvenliği ve pusuya düşmemesi önemliydi…Bijeokdan’s da Ardından Hyugno larda konaklayacaklardı… Downhang a geldiklerinde ordu çok yorgundu ama karşı tarafında aynı durumda olduğunu düşünerek çok sabırlı bir şekilde ilerliyorlardı… Tarim-Basin e girer girmez durdular…
Hemen ordu düzeni aldılar. Archerler ve heal-res basacaklar arka sıralara, Bladerler en ön sıraya, Nuker ler ortada kaldılar… Ve en öne Master geçti ve son konuşmasını yaptı:
_Kardeşlerim, hepimiz bu savaşta şehit olabiliriz... Sakın birbiriniz için durmaın.. Res-Heal cıların bu görevi en iyi şekilde başaracağına inanıyorum..Archer lar hep düşmanına belirli bir mesafede kalsın…Ardından Akıncılar geri döndüler… Biri:
_Tam 100m ötedeler.. Hazır olun onlar sayı olarak güçlü…
Master:
_Archerlar , hazır olun, nişan al, ilk atıştan sonra serbest dedi. Ve beklemeye başladılar. 15 dk sonra or du önlerindeydi işte… Master:
_Ateşş … diye bağırdı ve o ada düşman ordusunun ön sırası tamamen yığıldı.. Çok şaşırdılar ancak hemen saldırıya geçtiler. İşte o anda çok büyük bir Savaş başlamış oldu… Sadece kılıç,Nuke sesleri duyuluyor, her taraftan Allah-u Ekber sesleri geliyordu… Master de kendini savaşa kaptırmıştı…Alın ulaynn…
--Critical Hit 10530!! Gelin ulan teker teker gelin…
Herkesin bu kadar uğraşmasına rağmen olmuyordu işte… Türkler 150 kişi kalmış, MonStar ve ordusu hala 350 kişiydi… Herkes umudunu kaybetmişti.. Sadece diğerleri için döğüşüyorlardı.. Sadece bu acımasız oyuna bir son vermek için atıyorlardı Nukelerini,arrow larını…
İşte tam bu bitiş noktasında,ufukta bir çizgi göründü…Yaklaştıkça anlaşılıyordu, evet inanılması güçtü ancak doğruydu… Bu gelenler, evet bu gelenler Türklerdi… En başta ise ShupaR, Mr.CowBoY,heretic ve diğerleri bulunuyordu… Ta ordan Türk bayrakları, union resimlerini tanımıştı Master…(Burada Hekimoğlu nu dinliyoruz)
Öyle bir girişleri vardıki savaş alanına, herkes durup onları izliyorlardı… Hemen savaşa başladılar, yarısı ölenleri resliyor, diğerleri isesavaşıyorlardı.. Master bağırdı:
_MonStar benim, dokunmayın…
Hepsi güldüler ve herkesi öldürdüler… MonStar ise Bağırdı:
_Bana dokunmayın, Master le PvP yapmak istiyorum… Yenersem beni bırakın, kaybedersem öldürün..
Master:
_Tamam… dedi. Maç 3 Round olacak… Her türlü büyü serbest dedi ve başladılar…
Herkes bu maçı dehşetle izliyordu.. İnanılması güçtü ancak o kadar kızmışlardı ki her vuruşları Critical di…İlk round u MonStar aldı.. İkinci round daha da kızgınlaşmıştı…
Kavurucu sıcakta her traf leş kokuyor,sinekler vızıldıyordu…Ancak MonStar ın burnuna bir sinek konunca Master bu round u aldı…Master:
_İyi olan kazansın dedi..
Ve güldü.. MonStar da acımasızca savurmaya başlamıştı bile arrow larını..
Ancak tam zamanında birden Master devleşti..
Herkes şu yazıyı gördü:
--Berserker Gaugie-- Critical Hit!! 25000
Herkes öylesine sevinmiştiki… Master onu yenmeyi başardı.. Ve hemen MonStar ın silahlarını alıp reslediler.. Bir ağacın dibine götürdüler..Master:
_Yanarak gereceksin köpek… (Burada Firewall yanmaya başlıyor)
Yanarak geberdi MonStar…
Ardından Master Herkesi resledi…
2 Gün sonra [Gm] nin duyurusu ile Server kralı ilan edildi…Hiç kimse unutmayacaktı bu savaşı, hiç kimse…
Ancak bundan sonra hiç kimse en ufak bir sorun bile çıkartmadı… Bu olaydan tam 200 yıl sonra Master’in torunları onun heykelini diktiler Jangan’ın meydanına… Ve Onun adına yapılmış Chin Tomb, Bu hikayeyi herkese anlatıp durdu…
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|